Sınav bizim işimiz demem boşuna değil, uzun süredir sevgili kontenjanından çok farklı sınavlara (ales, üds, kpss, kpds) refakatçi olarak iştirak ediyorum. Bu süreçte gözlemlediklerimden yola çıkarak ne sınavı yapanlar ne de o sınavlara girenlerden geleceğe dair umutlanamıyorum.
ÖSS (öğrenci seçme sınavı) ve KPSS (kamu personeli seçme sınavı) sınavlarındaki kopya skandallarından sonra muhtemelen bu olaylarda büyük payı olan yetkililer tarafından alınan kararlar doğrultusunda sınava bozuk para, araba anahtarı, akbil, küpe, alyans vb.. ile sınava girilemiyor. Bir insan bu araç ve gereçlerin herhangi birisiyle kopya çekebiliyorsa zaten kendisine insanüstü başarısından dolayı saygıda kusur etmemek, devlet nişanı vermek, okullarda ders olarak okutmak gerekir. Bu olay tamamiyle biz bir bok yedik, elimize yüzümüze bulaştırıp yakalandık, alın size kontrol, siz misiniz sınav sistemini eleştiren, yandaşlarımıza verdiğimiz kopyayı su yüzüne çıkaran, çekin cezanızı şimdi demenin vücut bulmuş halidir.
Sınava giren kişiler açısından ise, girilen sınavlarla akademik kariyere başlayacak (hayatının geri kalanında okumayı meslek edinecek), devlet memuru olup ülkeye hizmet edecek insanların gönderilen sınav giriş belgesinde yazanları okumaya tenezzül etmeyip, “ama bu saçmalık”, “ben yüzüğümü çıkarmam”, “arabamla geldim anahtarı ne yapayım” gibi bahanelerle kaderlerini başkalarının eline bırakmaları(Uğur Hocam da yazmış http://ugurozmen.com/is-hayati/kaderini-baskasina-birakmak ) bana çok ilginç geliyor.
Sınav sistemindeki hatalar ve kuralların saçmalığı konusunda elbette hem fikiriz lakin sistem eleştirisi yapmak için yanlış zaman, yanlış mekan değil mi?
Son olarak bugün devlet memuru seçme sınavı olduğunu öğrenen taksici amcanın güzide önerisiyle bitirmek istiyorum “Ne varsa özel sektörde kardeşim, yol yakınken dön geri”
Bu da böyle bir anımdı.